2009/02/23

Can ve Canan ın Zamansız Sohbeti

CANAN-biz seninle eşitmiyiz ?ne düşünüyorsun?
CAN –çok sert girdin ama ya !!
CANAN-pardon asurlarda kadın ,babilde eşitlik ten başlamam gerekiyordu değil mi?evet el cevap?
CAN –hayır.. kadın hakkı yoktur ,çünkü hakkı erkek ismidir,çok özür dilerim bu espriyi çok kötü de olsa yapmadan geçemedim
CANAN –hatırlat bi ara güleyim tamam mı
CAN-ahaha tabi .sen le ben eşit değiliz ey canan. CANAN –peki ya ?
CAN –.sensin tabi ki üstün olan –ben senden dünyaya gelmedim mi ,benim genetiğimi bana sen vermedin mi ,,peki ya eger ben tamsam yarımdan hiç meydana gelir mi tam ..tamdan tam meydana gelir .üstelik tamdan fazlalıgın da olması gerekir .’’ Kadın tanrı ışığıdır,sevgili değil ,kadın sanki yaratıcıdır ,yaratılmış değil’’der
CANAN-hımm evet ayrıca kadınlara galip gelenlerin ancak ve ancak sert ve kaba muameleli cahiller ve zorbalar olduğunu da belirtir .
CAN-kesinlikle .senin güzelliğin ve bu dünya sahnesine zuhurun o denli maddeye ve ruha tesir ediyor ki ,insanlar tarih boyu bu güzelliğine,bu özelliğine zulum etmekten kendilerini alamamışlar. Tıpkı her güzelliğe zulum edilmesi gibi .güzelim ormanları,denizleri ,iklimi mahvetmezmi insanlar .kendi sonunu getireceğini bile bile .
CANAN-ve kadın gazetelerde son sayfa güzeli olmuş .podyumların ,vitrinlerin vazgeçilmezi olmuş..bana oyle geliyor ki kadının günümüzdeki ve tarihte ki talihsiz durumunu erkek saglamıstır ama bu noktadan sonra kadın iflah olmaz tehlikeli bir varlık haline de donusebiliyor. Tıpkı korkmus ve sinmiş tehlikeli bir kedi gibi ..her an tırmalayabilicek ,her an zarar verebilecek ..oysa biz zarar gormesek hep dizinizde yatar ,sizi huzur alemlerine daldırırız …
Ben de senin kanatlarının altında huzurla yatarım .Senin kanatlarının altında olduğumu bana hissettirmen benim için çoook önemli,bu da sana ufak bir tüyo ..
CAN –buna ihtiyacın yok aslında biliyorsun.sadece kanat altında olduğunu bilmen yeterli.bu senin.çoğu durumda duygusal olarak daha hassas gibi görünsende aslında benden daha güçlü bir duruşun var ..bunun bir çok kanıtı var .
hele o kararlılığın ..bir şeye karar verdin mi onu elde edene kadar asla vazgeçmezsin ..mucadele ettiğin kişi ise bir kadınsa vay halinize ,bir kadını ancak bir kadın altedebilir çünkü.hadi yiyin gari birbiriniziJ
CANAN-heyy çapını bilJkabul et sen de beni koruma güdüsüyle donatıldın ..bu da senin erkeklik egona iyi geliyor ,besliyor..yani roller dağıtılmış zaten yaratılışta . yani herkes rolunu üzerine alır da oynarsa her şey tamam olur ..yoksa rollerin dışına taşılırsa tabi anomaliler doğabilir …bu arada bu kanat olayı nerden çıktı acaba?
CAN- Can kelimesi gizlenen ,içerde saklanan manasına gelir ,içerde barınan anlamında cenin ,aklı örtülmüş anlamında mecnun ,gizlenmiş bahçe anlamında cennet ,aklın üstüne örtü örtülmüş anlamında cinnet vb gibi türemiştir can kelimesi..tüm bunlar gibi canan da..canan kalbin isimlerinden biridir .aynı kalp gibi göğüs kafesi tarafından saklanır ,örtülür,korunur.. arap şairler muhtemelen bu yüzden esirgedikleri ,kanatları altina aldıkları sevgililerine canan demişlerdir
CANAN – bak daha fazla pohpohlaman senin açından sağlığına zararlı olabilir.çünkü feci şımarabilirim .ona göre
.CAN-farkındayım ama inan ki beyinlerimiz farklı çalışıyor .bizim hayatı ve olayları algılayışımız değerlendirmemiz,onları beynimizde işleyip de hayata sunmamız farklı şekillerde gerçekleşiyor ..bunu sana çok kısa ve net olarak ifade edeyim .

Biz erkekler bütüne odaklıyız ,siz kadınlar ise detaya .biz tabloya uzaktan bakıp TEKLİĞİ görüyoruz ,siz ise tabloya yakından bakıp detayları ,renkleri ve çokluğu görüyorsunuz . Bu odak farkı hayatımızda çoğu farklılığa sebep oluyor .Biz az konusuruz ,açık konuşuruz dolaysızızdır,siz çok kelimeyle detay konuşup olayları ince eleyip sık dokursunuz .
Detaya çok önem verdiğiniz için liderlik vasfı da sizden düşüyor şeklinde düşünüyorum .ama dikkat et liderlikten bahsediyorum .iş kadını ya da bilim kadını olmaktan değil ,hatta detaycılığınızla analitik yönünüzle bilim ve iş dünyasında da kararlılıkla başarılı oluyorsunuz .Resmin tamamını göremediğiniz için olayları okumada da eksik kalabiliyorsunuz Haaa peki kadınlar resmin tamamını göremezler mi ,bilakis...Ama kadının çoğu zaman yaptığı şey UNUTMAK olur .Kadın unutur ,nasıl donanımlı yaratıldığını ,ne kadar fazla olduğunu,hadsiz olduğunu unutur ,takılır hep,..ah bir hatırlasa ,unutmasa ,takılmasa ,tökezlemese
CANAN-haklısın .unutuyoruz ve takılıyoruz .belki erkeğin görevlerinden biri de kadına HATIRLATMAKTIR ne dersin ?!o yuzden bizim dilimizi iyi öğren .
..CAN -HATIRLATMAK .güzel tespit .biz erkekler de bütüne odaklı olduğumuzdan çoğu zaman bu dünyadan kopup gidiyoruz ,sizinde görevlerinizden bir tanesi bizi bu dünyaya tekrar indirmeniz ,geri çağırmanız olabilir . bu durumda sanırım sen de bizim erkek lisanını ,halini biraz öğrenmeniz lazım gelir değil mi.bak emin ol çok zorlanmazsın ,bizim olayımız belli .ama ya sizin lisan ..pek bi manidar,pek bi sofistike
.. en azından derdimizi anlatcak kadar sizin dilden konuşmamız da iyi olur hani.ya da daha kötü ihtimal anlıyorum ama konuşamıyorum hali.ama hem anlamıyorum hem de konuşamıyorum hali kabus gibi bir şey olsa gerek..nevzattt makyajım nasılll?? !Nevzat- çıkıyo di mi o ? …çaattttJ
anlarsak hayat kolay ve güzel,belki de en bi zevkli ..anlamazsak ise berbat .
Acaba kadınlar mı erkekler için varlar ,yoksa erkekler mi kadınlar için varlar ?!Ne dersin?
CANAN-eskiden kadırımlarda böyle içiçe geçen dalgalar şeklinde bir desen olurdu ,hala bazı yerlerde vardır onlardan.hani siyah ve beyaz kalın ve paralel dalgalar şeklinde .işte onlarda yürürken bilemezsin esas olan siyah dalgalar mı da beyaz dalgalar yanısıra yer almış ve yine bilemezsin ki esas olan beyaz dalgalar da siyah dalgalar mı yan rolu ustlenmiş .bunun gibi her ikisi de öyle bir yerleştirilmiş ki varlık alemine o siyah dalgalarla beyaz dalgaları ayırt etmek ne mümkün.
anahtar yoksa kilit neye yarar,kilit yoksa anahtar neye yarar,ama her ikisinin varlığı BİRLİĞE açılan bir kapıyı açmayı sağlıyacaktır .Kimbilir bu kapıdan çıkıp da tekrar dünya sahnesine dönen kişi kadın gönüllü bir er veya er gönüllü bir kadın olacaktır .

CAN-ve sen ben olacaksındır ,ben de sen olacağımdır


.

Rıfat Ilgaz ın son şiiri

“Elim birine değsin

Isıtayım üşüdüyse

Boşa gitmesin son sıcaklığım!”

2008/10/02

Tur suresi -4

4-) Vel Beytil Ma'mur;Beyt-i Ma’mur’a,
Beyt-i Ma’mur (ma’mur ev) ne?...
Rivayet edilen hadis-i şerifler ile şöyle işaret edilir:
“Beyt-i Ma’mur, yedinci Sema’dadır... Her gün Ona yetmiş bin melek girer, O Saat’a (kıyamet’e) kadar da geri dönmezler”.
“Beyt- Ma’mur Sema’dadır... Ona denilir... Beyt-i Haram’ın (Ka’benin) hizasında onun mislidir... Eğer düşecek olsa Onun (Ka’be’nin) üzerine düşer... Hergün Oraya yetmiş bin melek girer, bir daha dönmezler”.
“Sema’larda ve Arz’larda Allah’ın onbeş evi vardır: Yedisi Sema’larda, yedisi Arz’larda ve bir de Ka’be... Herbiri Ka’be’nin mukabilidir”.
Evet işaretler böyle... Nihayet şunları yazalım:
Hz.İbrahiym a.s. Mekke’deki Beyt-in yerini de önce Beyt-i Ma’mur’u keşfederek tesbit etmiştir!...
Birşeyin imarı, meleki yoğunlukla doğru orantılıdır!...
Sema’da, meleklerin Ka’besi olarak da tarif edilen Beyt-i Ma’mur/Durah, bir bakıma melaikenin öldüğü yerdir!...
Peki ya cami varlık, eşref-i mahlukat insan’da ne?... Onu eşrefi mahlukat yapan nesne ne ise o elbette?...
5-) Ves sakfil merfu';
Ref’olunmuş (herşey’in fevkıne yükseltilmiş) tavan’a

2008/03/03

SU DAMLASI

NE OLA YAR OLA

göklerden daha mavi
denizlerden daha derin
topraktan güzel kokan ne ola
rüzgardan daha serin
başaklardan daha nazlı
ayışığından ılık ne ola
ahu gibi gözleri baktıkça yürek yakan yar ola
cennet bahçesi kokan
göğsünde çiçek açan yar ola
damla damla yağmurdan
boynu bükük çiçeklerden
daha hüzün verici ne ola
sonbahar yaprağından
hele akşam güneşinden
daha içini burkan ne ola
buğulu gözleriyle yollarını bekleyen yar ola
islak dudaklarıyla bir garip türküsüyle yar ola
göç eden kuşlar gibi gidip gelir umutların
umudun ötesinde ne ola
göç eden kuşlar gibi gidip gelir umutların
umudun ötesinde ne ola
nefesimde yaşayan
sıcaklığımı paylaşan yar ola
yaşam denen uykudan
uyanmasını bilen yar ola
yaşam denen uykudan
uyanmasını bilen yar ola

2008/01/31

Can ve Canan

gizlenen anlamına gelir. gizli, görünmeyen anlamına gelen cin
içrede saklanan anlamında can
içrede barınan anlamında cenin
aklın üstüne örtü gelmesi anlamında cinnet
aklı örtülmüş anlamında mecnun
gizli bahçe* anlamında cennet
gibi canan da, arapça okunuşuyla cenan, kalbin isimlerinden biridir.
çünkü kalp de tıpkı can gibi, cenin gibi saklanır, göğüs kafesi tarafından örtünür, korunur.
muhtemelen bu yüzdendir ki arap şairleri herkesten esirgedikleri sevgililerine "canan" diye hitap etmişlerdir,
esirgenerek, kanatları altına alarak sevilmek kadınlara mahsus olduğu için canan sadece kadınlar için kullanılan bir kelimedir. ...matarama su ko..ekşi sozluk yazarı

2008/01/11

Proje

Proje ortağım dediğim ...


bundan boyle bizzat projemin ta kendisidir ,olmalıdır :)

Ne Mutlu

Ne mutlu ADAM olana

Ne mutlu aynı ANA dan doğanlara

Ne mutlu insan olana ,kamil olmaya

Ne mutlu o Nur u bilip sırrı çözene ,çözdürene

Ne mutlu terki terk edip Türk olana

2007/12/11

Ruh

İnsanı insan yapan Ruh .Allah O na RUH undan üflemiş .Anneciğim dedem ve annesi vefat ettiğinde hislerini şöyle açıkladı ...''Onlar oracıkta yatıyorlardı ama sanki o benim annem ,sanki o benim babam degildi .. o beden orada ama başka bişeydi ,bir beden sadece ,nefes(nefs) almayınca sanki onlar değildi''

not:bazı yollarda nefes teknikleri uygulanır ,nefes tutularak çalışmalar yapılır ya da tassarrufuygulanır ,işte bu nefes tutuldugu an ölü anlardır .

Anneannem

Anneannem hiç saçını kestirmezdi ,son yıllarında çocuklarından gelen hadi artık saçlarını keselim uzadılar bak taleplerine rağmen ellerinin tersiyle onları şöyle bir uzaklaştırır ,itelerdi ,derdi ki onlar ben öldüğümde benim göğsümü örtecek .Anneannem bilirdi ki bir kadının saçları ve göğüsleri onun ziynetidir ve o yüzden de isterdi ki vefat ettiğinde çıplak kalan vücudunu o saçları örtsün .

Annemler küçükken çocuklukları ötürü kahkahalarla güldüğünde kıız ne gülersiniz cennet mi müjdelendi diye onları sustururumuş ,bu da onun ekolu tabi ,belki kabirden gelen seslerden ötürü ''Benim duyduklarımı siz de duysaydınız gülmeyi bırakırdınız '' diyen Efendimiz aleyhisselam ın buyrugunun ilhamıydı

Kişisel ekol

Kişilere karakter yapıları bize uygunsa iyi deyip seviyoruz ,uygun degilse kötülüyoruz ya da zor insandı diye nitelendiriyoruz .
Ama herkese ait bir ekol var ve ona gore davranıyor ,ona gore eğitiliyor yani evrenden gelen bilgi kendi ekolune göre geliyor ya da o kişisel ekol bu bilgiyi süzüp filtreleyip kendine aliyor ve o kişisel ekole gore de çevresini etkiliyor ve eğitiyor .

Yaşamak

Hem hasta olmak ,hem doktor olmak zor ..insan olmak zor..herkes ölür ama herkes ölmeden önce öldükten sonra yaşayamaz.

2007/11/28

Saturnalia

H.: Arkadaşlar aralık ayında Mevlana nın Şeb -i Arus törenleri var .Mevlana türbesinin yapımında enteresan teknikler kullanılmıs ..harca yumurta akı karıştırmak ve müzenin muhtelif yerlerine devekuşu yumurtası asmak gibi .Diger taraftan da Galileo nun dunya yuvarlaktır deyip de asildigi yıllrda mevlevilere kücük bir dunya küresi ile uygulamali ders anlatılıyormus gibi gibi ..Bunun gibi bircok ornek var ,bunlar in hepsi özel bilgiler ,tıpkı piri reis in haritası gibi ...mevlana hz lerinin de seb i arus u yani düğün gecesi olaylara bu acidan bakmakla biraz daha netleşiyor ..gibi ?? mi acaba

M : Dr, bu Şeb- i Aruz'a tören denmesi ne mana? Düğün gecesi, Vuslat gecesi de deniyor. Antik çağda, 17 Aralık'ta başlayan bir Saturnalia Şenlikleri var. Şeb-i Aruz'un bu törenlerin devamı olması düşünülebilir mi? Tema olarak birbirlerine çok yakınlar.

H: abi günümüzde insanlar düğün gecesi kelimesini yanlış anlayıp düğünlere semazen çıkartmışlardır ..Safi niyetle yaklaşan kişileri tenzih ederek söylüyorum semazenler! tatil yörelerinde köçekten sonra semaya çıkmaktadır ,bu derin değerlerimizi ne kadar yerin altına ittiğimizin bir kanıtı .İzmir de Agora kalıntılarının yanına 8 katlı devasa otopark diken kişi tüm değerlerini küçümser bence .İşte abi bence azap burada başlamakta ..Gün olup da kendinde ki pırıltı ifşa olduğu zaman kişide azap başlar ,ne yaptım ben diye ..Düğün gecesi Sevgiliye kavuşma zamanıdır ,vuslat yani .Vuslat demek çokluk un birlik e dönmesidir .Vuslat oldumu ikilik,çokluk kalmaz .Vuslat gecesinden sonra Mevlana başka bir Mevlana dır .Mevlana nın dilinden konuşan Sevgili dir ,onun gözünden gören Sevgili dir .O yüzdendir ki mevlevi ayinlerinden sonra kutlama niyetine şerbet içilir .Sevgili de ''Ben insanın sırrıyım ,insan da benim sırrımdır '' diyendir .Saturnalia şenlikleri köle ile sahiplerinin aynı masada yemek yediği ,şerbet ! içtiği şenliklerdir ,bir altın çağ betimlemesidir .Seb i arus törenlerinin saturnalia nin devami midir onu bilemem ama insanlığa ortak pırıltılar bahşedilmiş olduğu için kesiştikleri yerler oldugu düşünülebilinir .Bunun için zaman kavraminirasyonalize etmek de gerekmiyor .Yani saturnalia yaşamasını bilene şu an dır ,şeb i arus da ,ama yaşamasını bilene tabi ki .